Orta Dünya

Shire: Hobbitlerin Diyarı

Shire; pek çok mısır tarlası, üzüm bağı ve ormanla dolu, verimli ve iyi işlenmiş topraklara sahipti. En başta, dört bölgeye ayrılmıştı: Batıdirhem, Doğudirhem, Güneydirhem ve Kuzeydirhem. Ardından Erdiyarı ve Batı Sınır’ı da bu diyara dahil oldu. Shire, aynı zamanda Arnor Krallığı’nın bir parçasıydı. Krallığın solan günlerinde terk edilmiş bir haldeydi ve Arthedain’in (Arnor’un üç bölgesinden biri – diğer ikisi Cardolan ve Rhudaur) dış toprakları olarak bilinirdi. Arnor Kralı’nın burada avlandığı da olurdu. Bree’deki Hobbitler, bu bölgeye yerleşmek için Kral II.Argeleb’den resmî izin aldılar. Bu, Üçüncü Çağ’ın 1601.yılında (Shire Hesabıyla 1.yıl) oldu ve öncüleri, Marcho ve Blanco kardeşlerdi. Cardolan ve Rhudaur’da yaşayan diğer Hobbitler de onlara katıldılar. Orta Dünya’da yaşamakta olan Hobbitlerin neredeyse tamamı sonraki 30 yıl içinde Shire’a gelmişti.

Yeşil Ejderha Hanı

Shire Hobbitleri yaşadıkları bölgenin dışarıya kapanıklığı düşünüldüğünde, -en azından resmi olarak- Kral’a bağlılardı. Hatta Angmar’la yapılan savaşlarda Arnor’a destek bile göndermişlerdir. Arnor’un düşüşünün ardından Shire küçük ve bağımsız bir yerleşke olarak kaldı. Kral unvanının yokluğunu doldurmak için “Şef” unvanı oluşturuldu. Bu Şef, Tıkışkazası’ndaki Tookların reisiydi. Resmiyette Dört Dirhem’in yönetimi Şef’teymiş gibi görünse de bu unvan aslında merkeziyetten o kadar uzaktı ki daha çok sembolik ve formalite bir unvandı. Shire’ın resmi sorumlusu Beyaz Tepeler’de bulunan Michel Delving Belediye Başkanı’ydı. Kendisi, aynı zamanda Shire’ın da belediye başkanı olarak görülüyordu. Başlıca görevleri, gözcüleri görevlendirmek, panayır, festival ve kutlamalara başkanlık etmek ve Haberci Hizmetleri’nin posta müdürü olarak hizmet etmekti. Shire’daki tek emniyet görevlileri, her dirhemde üç adet bulunan Şeriflerdi ve görevleri Shire’ı, oraya izinsiz giren kişilerden korumaktı. Onları sivil Hobbitlerden ayıran şey şapkalarına taktıkları tüylerdi. Şerifler dışında Sınır Muhafızları da bulunurdu ve onlar da bölgenin sınırlarında istenmeyen kişileri geri çevirmekle görevliydiler.

Dúnedain Kolcuları

“Küçük Halk”

Bölgenin küçük ve önemsiz olması, cesur ve dirençli Hobbitlerin nüfusu Shire’ı dış halkların saldırısı açısından oldukça gereksiz bir hale getiriyordu. Fakat bunun dışında, sınırlarda “Küçük Halk” için nöbet bekleyen Dúnedain Kolcuları vardı; Gri Büyücü Gandalf da bölgeye göz kulak oluyordu. Shire’a giren tek yabancılar, Mavi Dağlar’a gitmek için Doğu Yolu’nu kullanan Cüceler ve zaman zaman Gri Limanlar’a yolculuk eden Elflerdi.

Shire, pek çok zorlukla karşı karşıya kaldı. Büyük Salgın, diyarı vurdu. Gram Dağı’ndaki Goblinler, Yeşil Ovalar Muharabesi’ndeki yenilgilerine kadar Shire’ı işgal etti. Bunların dışında; Uzun Kış, onun ardından gelen Kıtlık Günleri ve Beyaz Kurtların Shire’a girdiği Zalim Kış ile de nice zorluklar çekti.

Yeşil Ovalar Muharebesi ve Uzun Kış

Gandalf’ın Hobbitlere karşı olan ilgisinin ardına düşen Saruman, Bree ve Güneydirhem sınırlarına gözcüler yolladı. Yüzük Savaşı’na yaklaşıldığı günlerde bu gözcüler, sınırların Dúnedain Kolcuları tarafından korunduğunu gördü. Gandalf, Bilbo’nun Tek Yüzük’e sahip olduğundan şüphelenmeye başladığında bu Kolcuların sayısı iki katına çıktı.

Yüzük Savaşı sırasında Dokuzlar (Nazgûl), Tek Yüzük’ün peşinde Shire’a geldi . Ardından Kolcular savaştayken Shire savunmasız kalmıştı. Kontrolü Saruman ve Lotho Torbaköylü-Baggins aldı. Yüzük Savaşı’nın ardından memleketlerine dönen Frodo, Sam, Merry ve Pippin; Saruman’ın kuvvetleriyle yapılan Subaşı Savaşı’nın kazanılmasında büyük pay sahibiydi.

Fakat Saruman’ın sebep olduğu hasar, Hobbitlerin çabalarıyla düzeltilemedi. Bunun yerine, vaktiyle Galadriel’in Sam’e hediye ettiği Lothlorien toprağıyla yeniden canlanıp bereketlendi. Hatta Üçüncü Çağ’ın 3021.yılı, Shire tarihine en verimli ve refah dolu yıl olarak geçti.

Savaş’ın ardından Aragorn’un Arnor ve Gondor Kralı olmasıyla Shire, Yeniden Birleşen Krallık’ın bir parçası oldu ve Dördüncü Çağ’da hür bir diyar haline geldi. Krallık dahilinde, korunan ve dışarıya kapalı bir bölge haline geldi. Hatta Kral Elessar, çıkardığı bir kanunla “Büyük Halk”ın Shire’a girişini yasakladı. Dördüncü Çağ’ın 31.yılında Kral, diyarı batıya doğru Emyn Beraid’e (Gri Limanlar) kadar genişletti ve oraya “Batı Sınırı” adı verildi; pek çok Hobbit oraya yerleşti.

Shire

“Shire” Nereden Geliyor?

Orta Dünya’nın cesur Hobbitlerinin yaşadığı Shire diyarının tarihi burada son buluyor. Tıpkı pek çok konu ve hikâyenin kökeninde olduğu gibi Shire da Tolkien’in, yaşamından eserlerine aktardığı tecrübe ve gözlemlerini barındırmaktadır. Shire Tolkien’in, çocukluğunda bir süre yaşadığı Sarehole köyünden esintiler taşıyor. Her iki köyün doğası birbirine benzer. Örneğin, ikisinde de su başında bulunan bir değirmen mevcut. Hobbitlerde ise İngilizleri görmek mümkün. Hobbitlerin yaşam tarzları, konuşma şekilleri ve bazı davranışları, İngilizleri akla getiriyor. Bunun dışında, Shire ve İngiltere’nin harita üzerindeki yerleri de neredeyse aynı; hatta her iki bölgenin havası da birbirine benziyor.

Sarehole Değirmeni

Hobbit oyuklarının ilham kaynağı ise, zamanında Tolkien’in Gloucestershire’daki Lydney Park’ta gördüğü eski bir Roma kilisesi olan Cüce Tepesi (Dwarf’s Hill) olduğu söyleniyor. O sırada kendisine, bu kilisede bulunan bir Roma tabletinde keşfedilen ve içinde yazılar yer alan altın bir “yüzük”ten bahsedilmiş. Bundan yaklaşık bir yıl kadar sonra da, “Hobbit”i yazmaya başladığı düşünülüyor.

Lydney Park’taki Roma Tapınağından Geriye Kalanlar

Bizi Takip Edin!

instagram.com/valinoorcom

twitter.com/valinoorcom

facebook.com/valinoorcom