-
Yedinci Mühür: Ölüm ve Varoluş Üzerine
Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet), İsveçli yönetmen Ingmar Bergman’ın 1957 yılında çektiği. Sinema tarihinde önemli bir yere sahip olan felsefi ve sembolik bir filmdir. Orta Çağ’da geçen bu eser, insanın varoluşsal sorgulamalarını, ölüm korkusunu ve ayrıca inançla ilgili ikilemlerini ele alır. Bu yazımızda Konusu ve felsefesi ile Yedinci Mühürü değineceğiz. Konusu Film, Haçlı Seferlerinden dönen şövalye Antonius Block ve onun sadık yaveri Jöns’ün, Avrupa’da Veba salgını sırasında ülkelerine geri dönüş yolculuğunu anlatır. Şövalye deniz kenarında uyandıktan sonra ölümle karşılaşır. Hayatını biraz daha uzatabilmek için onunla bir satranç oyunu oynamayı teklif eder. Film boyunca bu oyun devam eder. Hikaye sırasında Antonius ve Jöns çeşitli karakterlerle karşılaşır: vebadan kaçan köylüler, kendilerini cezalandıran…
-
Her: Modern Yalnızlık ve Teknolojiyle Örülen Bir Aşk Hikayesi
Spike Jonze’un 2013 yapımı “Her” filmi, modern çağın yalnızlığına ve insan-teknoloji ilişkisine cesur bir bakış sunuyor. Theodore Twombly’nin (Joaquin Phoenix) hikayesi, bir yapay zeka işletim sistemi olan Samantha (Scarlett Johansson) ile yaşadığı derin bağ üzerinden ilerlerken, izleyiciyi insan olmanın ne anlama geldiğine dair düşünmeye zorluyor. Filmin başlıca gücü, minimalist bir gelecekte geçen hikayesinin evrensel bir duygusal gerçekliği yakalayabilmesinde saklı. Jonze, duygusal ihtiyaçlarımıza teknolojinin verdiği cevapları incelikle işler. Aynı zamanda bu cevapların ahlaki ve felsefi sınırlarını da sorgulatıyor. Theodore, mektuplar yazarak geçimini sağlayan, kendi duygusal boşluğuyla mücadele eden bir adam. Onun Samantha ile kurduğu ilişki, yalnızca bir teknoloji ile bir insan arasında değil, aynı zamanda sevgi ve anlam arayışı arasındaki çelişkilerin…
-
Neden Pawlikowski?
Sinema dünyasının son dönemlerde dikkat çeken yönetmenlerinden biri de kuşkusuz Paweł Pawlikowski’dir. Polonya asıllı İngiliz yönetmen, minimalist estetiği, derin hikaye anlatımı ve siyah-beyaz sinematografi tarzıyla tanınır. Pawlikowski, filmleriyle uluslararası alanda büyük beğeni toplayan ve özellikle “Ida” ve “Cold War” gibi yapımlarıyla modern Avrupa sinemasında kendine önemli bir yer edinen bir isimdir. Pawlikowski, belgesellerle başladığı sinema kariyerini, derinlikli karakter çalışmaları ve etkileyici görsel anlatımlarıyla süsleyerek kendine has bir stil geliştirmiştir. Sinemasında genellikle insan doğasını, aşkı, kaybı ve politik meseleleri ele alır ve bu temaları sade ama çarpıcı bir dille işler. Pawlikowski’nin sinema dünyasındaki başarılarını ve nedenlerini detaylıca açıklayalım: Minimalist Yönetmenlik Tarzı Pawlikowski’nin yönetmenlik tarzı minimalizme dayalıdır. Hikayelerini aşırı dramatik unsurlardan kaçınarak…
-
Hollywood’un Yeniden Çekim (Remake) Furyası ve Sinema
Hollywood'un yeniden çekim (remake) furyası, modern sinema endüstrisinin çalkantılı sularında güvenli bir liman arayışını simgeliyor. Geçmişin parlak yıldızlarının ve klasik hikayelerinin yeniden sahneye çıkması, stüdyolar için ticari bir güvence olarak görülse de, bu eğilim, sinema sanatının özündeki yaratıcılık ve yenilik ruhuna gölge düşürüyor. Tanıdık hikayeler ve ikonlaşmış karakterler, yeni nesil izleyicilerle buluşurken, hem sanatsal hem de kültürel zenginlikten neler kaybediliyor? Orijinal fikirlerin ve cesur yaratıcı hamlelerin yerini alan bu ticari strateji, aslında Hollywood'un hayal gücünü dar bir alana hapsediyor olabilir mi?(...)
-
Güç Yüzükleri – Yedinci Bölüm Değerlendirmesi
Bu sabah Güç Yüzükleri dizisinin yedinci bölümü yayınlandı. Bir önceki yazıda olduğu gibi yeni bölüm ile alakalı görüş ve değerlendirmelerimi kendi adıma sizlerle paylaşmak istedim. Yedinci bölümün adı Göz’dü. İzlemeden önce Sauron’la alakalı bir şey görürüz, diye düşündüm. Fakat buna dair bir şey yoktu. Yine durağan bir bölümdü. Anlatılacak çok şey varken süreyi gereksiz sahne ve diyaloglarla doldurmaları gereksiz. Bölüm Galadriel’in uyanışıyla başlıyor. Ateş bulutundan sağ çıkan Galadriel, başka kurtulan var mı diye etrafı ararken Theo’yla karşılaşır. İkisi birlikte Númenor’un kamp alanına doğru yola koyulurlar. Isildur, arkadaşı Valandil’i kurtarır. Daha sonra bir evin içinde mahsur kalmış insanları kurtarmaya çalışırken çatı çöker ve Isildur enkazın altında kalır. Ardından herkes Isildur’un öldüğünü kabul eder.…
-
Güç Yüzükleri – Altıncı Bölüm Değerlendirmesi
Bu sabah Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin altıncı bölümü yayınlandı. Bir önceki yazıda olduğu gibi yeni bölüm ile alakalı görüş ve değerlendirmelerimi kendi adıma sizlerle paylaşmak istedim. Güneyliler, Númenor’un Gelişi ve Savaş Kulede mahsur kalmış Güneyliler, savaşarak kazanamayacaklarını anlayınca kuleden kaçarlar. Ama gitmeden evvel bazı tuzaklar kurarlar. Arondir bu tuzakları harekete geçirir ve kuleye gelmekte olan orkları öldürür. O sırada Güneyliler de gece vakti orklar tarafından fark edilmeden köylerine geri dönerler. Orayı kendilerince bir savunma alanı ilan ederler. Orklar köye geldiklerinde koçbaşı taşıdıklarını görürüz. Alt tarafı 4-5 haneli köy için gerek var mıydı? Güneyliler, yine orada kurdukları birtakım düzeneklerle orkların bir kısmını yenerler. Fakat tam evin içinde sıkıştıklarında Númenor ordusu tam zamanında…
-
Güç Yüzükleri – Beşinci Bölüm Değerlendirmesi
Bu sabah Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin beşinci bölümü yayınlandı. Bir önceki yazıda olduğu gibi yeni bölüm ile alakalı görüş ve değerlendirmelerimi kendi adıma sizlerle paylaşmak istedim. Kılayaklar ve Meteor-adam Bu bölüm, geçen bölümde olmadıklarını sonradan fark ettiğim Kılayaklar ile başladı -hâlâ bu dizi için gereksiz olduklarını düşünüyorum. Nori, Meteor-adam’a bazı kelimeler öğretir ve bunların ne anlama geldiğini anlatır. Kendisinin tehlikeli olduğunu söyleyen Meter-adam’a Nori öyle olmadığını ve iyi biri olduğunu söyler. Ardından yola koyulmak için ailesinin yanına dönerler. Araya giren harita ile nerede olduklarını görürüz. Rhovanion’dan aşağı inmektedirler. Haritadaki Yosunderesi, Yamaçdipleri, Gri Bataklıklar ve ardından çıkan isimler dizi için eklenmiş olmalı; böyle yerlerin isimleri herhangi bir yerde geçmez. Bu sırada Poppy…
-
Güç Yüzükleri – Dördüncü Bölüm Değerlendirmesi
Bu sabah Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin dördüncü bölümü yayınlandı. Bir önceki yazıda olduğu gibi yeni bölüm ile alakalı görüş ve değerlendirmelerimi kendi adıma sizlerle paylaşmak istedim. Númenor ve Galadriel Bu bölüm için seçilen isim “Büyük Dalgalar” idi. Yeni bölüm Númenor’da Míriel, Númenor’un Çöküşü ile alakalı öngörüler yaşamasıyla başlar. Öngörüsünde Númenor’un sular altında kalır. Bunun dışında Númenor halkı arasında Galadriel’in gelişine dair huzursuz olan kişiler vardır. Ardından Pharazôn sahneye çıkar ve onların yanında olduğunu göstererek güvenlerini kazanır. Böylelikle Pharazôn’un hikâyesi de yavaş yavaş şekilleniyor. Diğer üç bölümde de olduğu gibi Galadriel’in kibri, inatçılığı ve her şeyi ben bilirim hali devam ediyor; sürekli bir öfke halinde ve sert bakışlı. Diziyi izlerken, Galadriel olmasa…
-
Güç Yüzükleri – Üçüncü Bölüm Değerlendirmesi
Bu sabah Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin üçüncü bölümü yayınlandı. Tıpkı bir önceki yazıda olduğu gibi dizinin yeni bölümüne dair görüş ve değerlendirmelerimi kendi adıma sizlerle paylaşmak istedim. Númenor Krallığı Bu bölüm daha çok Númenor Krallığı’nda geçti. Önceden bildiğimiz Elendil ve Isildur gibi karakterler de ortaya çıktı. Naip Kraliçe olarak Míriel’i de gördük. Dizide babası Tar-Palantir’in, tahttan indirildiği ve bir kulede inzivaya çekildiği söylendi. Fakat EKLER kısmında Pharazôn’un, Tar-Palantir’in ölümünden sonra zorla Míriel ile evlenerek kraliyet unvanını aldığı yazmaktadır. Yani bir naiplik söz konusu değildir. Pharazôn ise şimdilik dizide Míriel’in danışmanı olarak sunuldu; bilinen Pharazôn’a nasıl evrileceği merak konusu. Míriel’i canlandıran aktrisin seçimi beni pek memnun etmedi. Bir Númenor soylusunun…
-
Güç Yüzükleri – Değerlendirme/Eleştiri
Amazon Prime’ın Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisi, duyurulmasından 5 yıl sonra nihayetinde seyirciyle buluştu. Yayınlanan fragmanlar ile ne olduğu az çok belli olan konu ve hikaye, ilk iki bölümde kendini gösterdi. Yerli ve yabancı pek çok izleyici ve Tolkienseverin, diziye dair fikir ve görüşlerini inceledim. Bunlar arasında diziyi seven ve başarılı bulanlar kadar beğenmeyenler de vardı. valinoor.com platformunun Orta Dünya yazarı ve bir Tolkien okuyucusu olarak kendi düşünce ve görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Başlamadan evvel, pek çok yerde diziyle Yüzüklerin Efendisi film üçlemesinin kıyaslandığını ve filmlerdeki eklemeler öne çıkarılarak dizide de eklemeler olabileceğini söyleyen açıklamalar gördüm. Eser uyarlamalarında ekleme-silme kaçınılmazdır. Fakat bu ana temaya ve konuya bağlı olarak yapıldığında, böyle…