Dizi,  Orta Dünya

Güç Yüzükleri – Yedinci Bölüm Değerlendirmesi

Bu sabah Güç Yüzükleri dizisinin yedinci bölümü yayınlandı. Bir önceki yazıda olduğu gibi yeni bölüm ile alakalı görüş ve değerlendirmelerimi kendi adıma sizlerle paylaşmak istedim.

Yedinci bölümün adı Göz’dü. İzlemeden önce Sauron’la alakalı bir şey görürüz, diye düşündüm. Fakat buna dair bir şey yoktu. Yine durağan bir bölümdü. Anlatılacak çok şey varken süreyi gereksiz sahne ve diyaloglarla doldurmaları gereksiz.

Bölüm Galadriel’in uyanışıyla başlıyor. Ateş bulutundan sağ çıkan Galadriel, başka kurtulan var mı diye etrafı ararken Theo’yla karşılaşır. İkisi birlikte Númenor’un kamp alanına doğru yola koyulurlar. Isildur, arkadaşı Valandil’i kurtarır. Daha sonra bir evin içinde mahsur kalmış insanları kurtarmaya çalışırken çatı çöker ve Isildur enkazın altında kalır. Ardından herkes Isildur’un öldüğünü kabul eder. Kimse de gidip bakmaz. Elendil üzüntüsüyle Galadriel’i suçlar; onu kurtarmaması gerektiğini söyler. Galadriel ise ilk defa hata yaptığını kabul eder. Bu bölümü izledikten sonra Númenor’un Orta Dünya’ya gelmesini oldukça mantıksız buldum. Zira hiçbir anlamı olmadı. Sadece Galadriel ve Halbrand’ı getirmiş oldular. Bunu ordu olmadan küçük bir gemiyle de yapabilirlerdi. Sezonu ve bölümleri doldurmak ve birkaç savaş sahnesi göstermek için gereksiz ve anlamsız bir senaryo oluşturulduğu ortada. Númenor gelmese de Adar kırık kılıcı yine ele geçirip dağı patlatacaktı.

Kampa giden yolda Míriel görme yetisini kaybettiğini söylüyor. Elendil sayesinde yola devam ediyor. Kampa vardıklarında Isildur’un atının vahşileştiğini görüyoruz. Ardından Elendil atı serbest bırakıyor – tıpkı İki Kule filminde Brego’ya yapıldığı gibi. Nedendir bilmem, filmleri anımsatan bazı sahneler var dizide. Ama bu yapım ekibinden de anca bu beklenirdi.

Celeborn

Galadriel ve Theo kampa ilerlerken bir yerde dururlar. O sırada Theo Galadriel’e herhangi bir yakınını kaybedip kaybetmediğini sorar. Buna cevap olarak Galadriel, ağabeyi Finrod ve eşi Celeborn’u kaybettiğini söyler. İzlerken bunu duyduğumda gerçekten çok şaşırdım. Celeborn’u Orta Dünya tarihinden silmişler, diye düşündüm. Fakat ardından Celeborn’un savaşa gittiğini ve sonra da onu bir daha görmediğini söyler. Celeborn’un İlk Çağ’daki savaşlardan herhangi birine katıldığına dair bilgi yoktur. Galadriel ve Celeborn, İlk Çağ’da bahsi geçmeyen karakterlerdir. Önemli bir olayda yer almamışlardır. Dizi yine bir gizem ve merak unsuru yaratmak için açık bir kapı bırakıyor. İleride Celeborn’u ortaya çıkartırlar muhtemelen.

Bahsi geçmeyen bir başka karakter ise kızları Celebrian. İlk başta Galadriel Celeborn’u kaybettiğini söylediğinde bu değişikliğin ileriki çağdaki olayları alt üst edeceğini düşündüm. Çünkü bu durumda Celebrian doğmayacaktı. Bu yüzden Elrond ile ikisi evlenemeyecek ve Arwen de doğmayacaktı. Arwen doğmadığı için Aragorn ve Arwen öyküsü de boşlukta kalacaktı. Dizinin ve senaristlerinin böyle bir değişiklik yapma ihtimali var. Bu ekipten her şey beklenir. Şu an her karakter Annatar/Sauron çıkabilir mesela. Galadriel bile olabilir bu.

Bunun ardından yine Theo ve Galadriel arasındaki diyalog devam eder. Burada Galadriel hatalı olduğunu kabul eder. Sonra etrafta gezinen orklar görürler ve ses çıkarmadan beklerler. Bir trolü birkaç saniyede alt edebilen Galadriel neden birkaç orka saldırmaya çekindi, bir anlam veremedim.

Khazad-dûm

Elrond, Kral Durin ile konuşup mithril çıkarılması için onu ikna etmeye çalışır. Elflerin hayatta kalmak için mithril madenine ihtiyacı olduğu eklemesi oldukça absürt. Bunun haricinde Kral Durin’in madeni çıkarmaya isteksiz olması da öyle. Zira Khazad-dûm’u zenginleştiren şey mithril idi. Eregion elfleri ile mithril ticareti yaptılar ve zenginleştiler. Muhtemelen ileriki bölümlerde Kral Durin buna razı olacak. Yine süreyi doldurmak için eklenmiş, gereksiz sahneler.

Elrond, Durin’le vedalaşırken yanındaki mithrili geri verir. O sırada Durin’de de kararmış yaprak vardır. Elrond giderken Durin mithrili fırlatır ve o da yaprağın hemen yanında durur. Ardından kararmış yaprak yenilenir ve eski haline geri döner. Durin Elrond’a seslenir. Kral’dan izinsiz bir şekilde Prens Durin ve Elrond kendileri madeni çıkarmaya koyulurlar. Fakat o sırada Kral gelir ve öfkelenir. Elrond’u Khazad-dûm’dan atar. Prens Durin’in ise boynundaki armayı alır. Disa, Kral Durin’in bu yaptıklarına sinirlenir. Prensi babasına karşı doldurur. Khazad-dûm’da bir entrika yapmaya çalışmak anlamsız. Günümüz dünyası veya zamanında saraylarda yaşanmış hanedan entrikalarını buraya dahil etmeye gerek var mı gerçekten?

Balrog

Kral Durin, altın yaprağı alır ve madendeki delikten aşağı atar. Yaprak düşer de düşer. En sonunda dibe varır. Orada da Balrog ortaya çıkar ve kükrer. Khazad-dûm’daki Balrog, “Durin’in Felaketi” adıyla bilinir. İlk Çağ’daki Öfke Savaşı’ndan sonra kaçmış ve Dumanlı Dağlar’ın deriniklerine çekilmiştir. Sonraki yıllarda ve İkinci Çağ boyunca uykuda kalmıştır. Üçüncü Çağ’da IV.Durin zamanında mithril madencileri bu Balrog’u uyandırır. Uyanan Balrog IV.Durin’i öldürür. Bu yüzden adı Durin’in Felaketi’dir. Balrog sebebiyle cüceler Khazad-dûm’dan kaçar ve Khazad-dûm -artık bilinen adıyla Moria yani “Karanlık Çukur”- Balrog’un ini olur. Sauron buraya orklar ve troller gönderir. Balrog bunların Moria’da bulunmasına müsaade eder. Ardından yıllar sonra Balin buraya bir sefer düzenler ama başarısız olur. Sonra da hepimizin bildiği gibi Yüzük Kardeşliği’nin yolu buradan geçtiğinde Balrog, Kardeşlik’e saldırır. Uzun süren bir mücadelenin ardından Gandalf tarafından öldürülür.

Sadece dikkat ve ilgi çekmek amacıyla diziye eklendiği kesin. Yine kitaplarla ve hikâyelerle alakası yok. Fragmanda gördüğümde de anlam verememiştim. Ellerindeki kitapları sadece isimler ve yerler için kullanıyorlar muhtemelen. Gerçekten kitaplarla alakalı elle tutulur bir içerik bulunmuyor dizide. Kullanma haklarını satın alıp oldukça gereksiz bir İkinci Çağ hikâyesi yazmakla uğraşıyorlar.

Kılayaklar ve Meteor-adam

Bunlar ortaya çıktığında dizi ekstra sıkıcı bir hal alıyor. Kılayak topluluğu, ileride Kuyutorman olarak bilinen Büyük Yeşilorman’a varır. Fakat burada yer yer yanmış ağaç ve bitkiler görürler. Belli ki patlamalar oraya kadar sıçramıştır. Bu şaman, gökbilimci lider Kılayağın dediğine göre güneydeki dağlar ateş kayası atabilirmiş. Bunlar hangi dağlar, merak ettim gerçekten. Güneyde Ered Lithui ve Ephel Dúath sıradağları ile daha sonra Hüküm Dağı olan dağdan başka dağ bulunmuyor. Senaristlerin bir şeyler uydurmayı sevdiği ortada. Ama bunu en azından mantığa oturtarak yapsalar daha iyi olur.

Ardından buradaki ağaçlar ve toprağı Meteor-adam iyileştirir. Sonra şaman lider, Meteor-adam’a yıldızların gizemini bilenlerin nerede olduğunu söyleyince Meteor-adam yola çıkar. Gece vakti, geçen bölümdeki tarikat üyeleri gelir ve kampı ateşe verirler. Önceki değerlendirme yazısında da dediğim gibi Meteor-adam’ın peşindeler. Kampı yakıp ortadan kaybolurlar. Niyetlerinin kötü olduğu aşikâr. Sonra Nori, Meteor-adam’ı uyarmak için peşinden gitmek ister. Arkadaşı ve annesi de onun yanında olmak ister. Sonra şaman lider de gelir. Burada da yine Yüzüklerin Efendisi’ndeki bizim dört hobbite benzeme arayışı sezdim. Zaten Nori karakteri Frodo’yu anımsatıyor. Arkadaşı Poppy de Sam gibi. Merry ve Pippin yerine de annesiyle şaman lider geldi. En azından bu farklı.

Bölüm Sonu

Galadriel, kampa dönünce Míriel’le konuşur. Míriel Númenor’a geri döneceklerini söyler. Burada Elendil’in endişeli hali dikkatimi çekti. Geri dönmek istemediği ortada. Ama neden hâlâ köye geri dönüp Isildur’u aramadıklarını merak ediyorum. Ardından Galadriel Güneylilere nereye gideceklerini sorar. Bronwyn de Pelargir’e gideceklerini söyler. Pelargir, Vefakâr İnsanlar’ın kurduğu bir liman kentidir. Galadriel de Gil-galad’a rapor vereceğini söyler.

Ardından Halbrand’ı görürüz; yaralı bir haldedir. Galadriel onun elf ilacına ihtiyacı olduğunu söyler ve birlikte yola koyulurlar. Burada güneyli insanların arasından geçerken insanlar Halbrand’ı selamlar. Bu sahnede oldukça belli bir şekilde dikkatimi çeken bir şey oldu: İlk kez Galadriel’in diğer karakterlerden bu kadar kısa olduğunu fark ettim. Daha uzun boylu bir oyuncu seçilebilirdi. Bitmemiş Öyküler‘de Galadriel’in boyunun 193 cm olduğu geçer. Oyuncunun boyu ise 161 cm. Zaten karakterin hikâyesini mahvettiler. Ama en azından görünüş olarak daha uygun bir oyuncu seçseler daha iyi olmaz mıydı?

Son sahnede Adar ve orkları görürüz. Adar artık pelerinlerini takmalarına gerek olmadığını söyler. Bu toprakların onların yurdu olduğunu belirtir. Waldreg buraya ne isim vereceklerini sorar. Adar dağa bakarak bir şey söylemez. O sırada sol üstte beliren Güney Toprakları yazısı Mordor’a dönüşür. Mordor ismi, Hüküm Dağı’nın sebep olduğu patlamalar dolayısıyla verilmiştir. Anlamı ise “Kara Diyar”dır.

Güç Yüzükleri dizisinin yedinci bölümüne dair değerlendirme ve eleştirilerim bu kadar. Sizin çok beğendiğiniz veya hiç beğenmediğiniz kısımlar var mıydı? Varsa bunlar neydi? Fikir ve görüşlerinizi bizimle paylaşın.

Diğer bölümlere ait değerlendirmelere buradan ulaşabilirsiniz.

Bizi Takip Edin:

instagram.com/valinoorcom

twitter.com/valinoorcom

facebook.com/valinoorcom

Orta Dünyalı bir hayalperest