Dizi,  Orta Dünya

Güç Yüzükleri – Altıncı Bölüm Değerlendirmesi

Bu sabah Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin altıncı bölümü yayınlandı. Bir önceki yazıda olduğu gibi yeni bölüm ile alakalı görüş ve değerlendirmelerimi kendi adıma sizlerle paylaşmak istedim.

Güneyliler, Númenor’un Gelişi ve Savaş

Kulede mahsur kalmış Güneyliler, savaşarak kazanamayacaklarını anlayınca kuleden kaçarlar. Ama gitmeden evvel bazı tuzaklar kurarlar. Arondir bu tuzakları harekete geçirir ve kuleye gelmekte olan orkları öldürür. O sırada Güneyliler de gece vakti orklar tarafından fark edilmeden köylerine geri dönerler. Orayı kendilerince bir savunma alanı ilan ederler.

Orklar köye geldiklerinde koçbaşı taşıdıklarını görürüz. Alt tarafı 4-5 haneli köy için gerek var mıydı? Güneyliler, yine orada kurdukları birtakım düzeneklerle orkların bir kısmını yenerler. Fakat tam evin içinde sıkıştıklarında Númenor ordusu tam zamanında atlarıyla yeri göğü inleterek gelir. “Nasıl oldu da o kadar mesafeyi hemen geçtiler ya da köyü hemen nasıl buldular?” diye siz de kendi kendinize sorduysanız mantıklı bir cevap bulamazsınız. Bu senarist ekibi kendince bir senaryo yazıyor. Biri de çıkıp, “Şu kısım tutarlı olmadı, değiştirip tekrar yazalım,” demiyor. Sadece bu bölüm özelinde değil, sezon başından beri geçerli olan bir durum bu. Sürekli bir çelişki ve tutarsızlıkla dolu bir senaryo. Önemli yapımlarda çalışmış senarist topluluğunun ortaya çıkardığı senaryo nasıl bu oluyor, merak ediyorum.

Buradaki savaş sahnesinde Elendil’in 3-5 ork tarafından öldürülmek üzere olduğunu atlamak istemiyorum. Dizide sıradan bir gemi kaptanı olarak anlatılıyor Elendil. Fakat kendisi Andúnië Lordları Hanesi’ne mensuptur. Andúnië Lordları, Númenor’da itibar anlamında kralın hemen ardından gelir. Her zaman Valar ve Elflere sadık olmuşlardır. Vefakâr İnsanlar da bu haneden çıkar. Dizide bu karakterin geri planda kalması, bir uşak gibi bütün işlerin ona verilmesi gerçekten rahatsız edici.

Savaşın ardından bazı orkların esir alındığını gördük. Orkları neden esir alırsınız ki? Númenor, orkları esir alıp ne yapacak? İşçi olarak çalıştıracak mı?

Savaş Ustası Galadriel

Ayrıca burada Savaş Ustası Galadrielimizin usta bir at binicisi olduğunu da görmüş olduk. Çarpışma sırasında Galadriel, Adar’ın peşine düşer. Bunu gören Halbrand da onların ardından gider. Nasıl olduysa gerideyken bir anda Adar’ın karşısına çıkar ve onu yere düşürür. İkili, Adar’ı yakalar. Halbrand, Adar’ı öldürmek ister, fakat Galadriel onu durdurur. Bunun ardından geçen yaklaşık 5 dakika sonra ise kendisi Adar’ı öldürmeye çalışır ve bu sefer Halbrand onu durdurur. Yine bir tutarsızlık. Ardından Galadriel Adar’dan beze sarılı kabzayı alır, ama nedense açıp bu neymiş, diye bakmaz. Sezon başından beri Sauron ve kötülüğün izini arayan Galadriel, dağa taşa tırmanıp Orta Dünya’nın her yerine giden Galadriel, bunu inceleme isteği duymaz. Neden mi? Çünkü hikâyeyi bölüm sonuna bağlamak için. Dizide hep bir sonuç var ve bu sonuca ulaşmak için giriş ve gelişme alakasız bir şekilde dolduruluyor.

Adar Kim?

Adar’ı yakalayıp köye dönerler. Kötü polis Galadriel, Adar’ı sorgulayıp Sauron’un yerini öğrenmeye çalışır. Adar zamanında Morgoth’un orka dönüştürdüğü ilk elflerdenmiş. Ama dönüşümü tamamlayamamış. Adar’ın Moriondor yani Karalığın Oğulları denen bir türe ait olduğunu öğreniriz burada. Fakat o kendisine “uruk” demeyi tercih eder. Uruk ise aslında daha güçlü orklara verilmiş bir isimdir. Gereksiz bir ekleme daha. Bu da hikâyelerle ilişkisi olmayan yeni bir kavram. Adar’dan Sauron’un yapmak istediklerini öğreniriz. Burada sanırım Tek Yüzük’e gizli bir gönderme yapılıyor. Sauron Orta Dünya’yı iyileştirmeye çalışıyormuş. Adar’ın söylediğine göre bu amaç doğrultusunda pek çok ork kullanmış. Adar da bu yüzden ondan nefret eder. Ardından Adar, Sauron’u öldürdüğünü söyler; onu ikiye ayırmış. Bu, muhtemelen Adar’ın uydurmasıdır. Sauron’un fiziksel formu Númenor’un çöküşünde yok olur. Ama bunun yerine çok daha iyi bir değişiklik yaparak bunu Adar’a yaptırmaları bu senaristlere yakışır.

Sorgulamanın ardından Galadriel ve Halbrand arasında bir diyalog geçer; birbirlerinin yanındayken nasıl hissettiklerini dile getirirler. Sezon finalinde de bu ikiliyi daha yakından görürüz sanırım. Bu arada küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. Galadriel doğduğunda ona verilen isim Artanis idi. Ardından Celeborn ona Alatáriel demiştir. Bu isim Teleri dilinde (Telerin) “ışıltılı çiçeklerle taçlanmış hanım” anlamına gelir. Bu ismin Sindarin’deki karşılığı ise Galadriel’dir. Kısacası bu adı ona veren ise Celeborn’dur. Peki, dizide Celeborn nerede? Kimse bilmiyor. Ama önümüzdeki sezonlarda ortaya çıkacağı söyleniyor. Kim bilir onun için yazdıkları karakter hikayesi nasıl?

Udûn, Orodruin ve Bölüm Sonu

Altıncı bölümün adı Udûn’du. Udûn, Mordor’da yer alan bir vadinin adıdır. Kara Kapı’nın hemen ardındaki yerdir. Bunun dışında Morgoth’un kalesi olan Utumno’nun diğer bir adıdır. Sindarin’de “cehennem”, “yeraltı dünyası” ve “karanlık çukur” anlamlarına gelir. Bunların haricinde biz bu ismi Moria’da Gandalf ve Balrog’un karşılaşması sırasında duyarız. Gandalf burada Balrog’a “Udûn alevi” diye seslenir. Bunları dikkate alınca -özellikle de sonuncuyu- bu bölümde Balrog’un ortaya çıkacağını düşünmüştüm. Fakat öyle değilmiş. Dizide kastedilen Udûn, sanırım bir tür planın gerçekleşmesiydi.

Adar’ın yanında taşıdığı bezde asında bir balta olduğunu görürüz. Kırık kılıcı ise çarpışmadan evvel Waldreg’e vermiş. Geçen bölüm duvarda gördüğümüz oymanın önünde bir tür kilit olduğunu ve bunun kırık kılıç ile açılabildiğini gördük. Yıllardır orada nöbet tutan başta Arondir olmak üzere diğer elfler, bunu nasıl fark etmediler? Kimse demedi mi, “Bu delik ne, altında ne var?” diye. Yine sonuca bağlamak için arkası boş bırakılmış bir hikâye.

Bölümün sonunda şenlik havası eserken Waldreg, kabzayı koluna saplayınca kılıç bütün halini alır. Ardından Waldreg bu kilidi açar. Aslında bu kilit, bir tür barajı kontrol altında tutuyormuş. Kapaklar açılır ve sular akar. Sezon başından beri gördüğümüz, orkların kazdığı tünellerin sebebi burada ortaya çıkar. Aslında bu tüneller, dağa bağlanıyormuş. Tünellerden gelen suyla dağın içindeki ateş harekete geçer ve dağ patlar. O sırada esir alınan orklar da, “Udûn! Udûn!” diye bağırırlar. Dağ patlar ve köyü mahveder. Bu dağ da bizim bildiğimiz Orodruin yani Hüküm Dağı’dır.

Dizide daha önce birkaç kez bu dağa Orodruin denmişti. Bu isim Sindarin’de “yanan dağ” veya “kızıl alev dağı” anlamlarına gelir. Dizide dağ henüz patlamamışken neden bu isimle anıldı, çözemedim. Bu detaylara dikkat etmeleri gerekirdi. Ama zaten dizinin, Tolkien okurları için değil, genel izleyiciler için yapıldığını önceki yazılarda da söylemiştim.

Son olarak, iyi ki bu bölümde Kılayakları görmedik. Bence dizinin en ağır ve sıkıcı geçen sahneler, onların olduğu kısımlar. Fakat yeni bölümün fragmanında onlar da yer alıyor. Benim gibi düşünüyorsanız kendinizi hazırlayın.

Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin altıncı bölümüne dair değerlendirme ve eleştirilerim bu kadar. Sizin çok beğendiğiniz veya hiç beğenmediğiniz kısımlar var mıydı? Varsa bunlar neydi? Fikir ve görüşlerinizi bizimle paylaşın.

Diğer bölümlere ait değerlendirmelere buradan ulaşabilirsiniz.

Bizi Takip Edin:

instagram.com/valinoorcom

twitter.com/valinoorcom

facebook.com/valinoorcom