
Stephen King’in En İyi 5 Korku Eseri
Korku edebiyatı dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Stephen King, bu türe verdiği eserlerle günümüzde oldukça tanınır. 1974’te yayımlanan Carrie (Göz) adlı eseriyle bu yolculuğa başlayan King, o zamandan beri her yıl en az 1 kitapla güncelliğini korumaktadır. Bu yıla kadar toplamda 63 roman yazmıştır. Yazdığı hikâyeler genellikle doğduğu ve halihazırda yaşadığı Maine’de geçer. Maine, ABD’de yer alan bir eyalettir. Romanlarının büyük bir kısmı televizyon ve sinemaya da uyarlanmıştır. Bu yazımızda korku edebiyatının ustası olan Stephen King’in korku türündeki eserlerinden en iyi 5 tanesini sizler için derledik.
1-Carrie (Göz)
Stephen King’in ilk romanı olan Carrie’nin ardında farklı bir hikâyesi vardır. Bunun sebebi ise romanı yazdığı sıralarda King’in, bunu yayımlatıp yayımlatmama konusunda oldukça şüpheli olmasıdır. Hatta bu kitabı zaman kaybı olarak görür. Devam etmeyi pek istemese de eşini memnun etmek için kitabı bitirir. Bunun ardından basılan kitap olumlu tepkiler alır ve ilgi çeker.

Bu roman, kitaba da adının veren Carrie White adındaki bir kızın başından geçenleri konu alır. Carrie’nin pek arkadaşı yoktur. Sürekli çevresindekilerin zorbalığına uğrar. Evde de onu sert bir disiplin altına almaya çalışan annesi vardır. Öyle ki, yeri geldiğinde kızını küçük bir dolaba bile kapatır. Ardından Carrie, bazı telekinetik güçleri olduğunu keşfeder. Bu güçleri de kendisine işkence eden kişilerden intikam almak için kullanır. Eğer daha önce Stephen King okumadıysanız bu kitaptan başlayabilirsiniz; oldukça sürükleyicidir.
2-Pet Sematary (Hayvan Mezarlığı)
Yazarın kült eserlerinden biri olan Hayvan Mezarlığı da Carrie gibi farklı bir hikâye sahiptir. Stephen King Maine Üniversitesinde çalışırken yaşadığı ev, sık sık kamyonların geçtiği ve kedi ve köpeklerin bu kamyonlar tarafından ezildiği bir yerdedir. Kızının kedisine kamyon çarpınca King, kızına hayvanın ölümü açıklar ve kediyi gömer -tıpkı kitaptaki ana karakter Louis Creed’in yaptığı gibi. Bundan birkaç gün sonra da kendi kendine düşünürken, “Acaba bu olayın aynısını yaşayan bir aile olsa, ama onların kedisi yaşama oldukça farklı bir şekilde geri dönse nasıl olurdu?” diye düşünür. Ardından da bu ailenin oğlu da kamyon yüzünden ölse nasıl olurdu, diye hayal eder. Bu fikirler ışığında bir kitap yazmaya karar verir. Roman Hayvan Mezarlığı adıyla 1983’te yayımlanır. Stephen King’in dediğine göre bu roman, kendisini en çok korkutan romanıdır.


3-The Shining (Cinnet)
1977’de yayımlanan Cinnet, King’in korku türünün önde gelen isimlerinden olmasını sağlayan romandır. Bu romanda, kış aylarında ilgilenmesi için ücra ve perili Overlook Oteli’nde işe giren Jack Torrance ve ailesinin başından geçen gerilim dolu trajik hikâyeye tanık oluruz. Oğlu Danny’nin ise “ışıltı” adı verilen özel yetenekleri vardır. Bu ışıltı sayesinde Dannyi zihin okuyabilir ve olayları öngörebilir. Danny’nin otele gelmesiyle buradaki doğaüstü hareketlilik daha da artar. Zaten öncesinde de psikolojik sıkıntılar yaşamaktadır Jack. Otelde de kişinin uzun süre kapalı ve ücra yerlerde bulunmasıyla ortaya çıkan depresyonun (cabin fever) etkisiyle halüsinasyonlar görür ve aklını yitirip cinnet geçirir.


4-Misery (Sadist)
Bu kitap, Paul Sheldon adındaki bir yazarın başından geçen, gerilim unsurlarını okuyucuya hissettiren olayları anlatır. Paul Sheldon, Misery Chastain adındaki bir kitap serisinin yazarıdır. Yazdığı bu romanların ilk taslaklarını hep aynı otelde bitirmek gibi bir huyu vardı. Yeni kitabının taslağını da bitirdikten sonra otelden ayrılır ve eve gitmek için yola koyulur. Fakat yoldayken bir kaza geçirir. Yazarın büyük bir hayranı olan Annie Wilkes onu kurtarır ve kendi evine götürür. Fakat bu normal bir hayran değildir. Annie, Paul’u evde tutsak eder. Hikâyeyi değiştirerek kendi istekleri doğrultusunda yeni bir roman yazması için Paul’e işkenceler yapar. Kitabın aynı adda bir filmi de bulunmaktadır. Bu filmde Annie Wilkes karakterine hayat veren Kathy Bates, bu filme Akademi Ödülü getirmiştir.


5-It (O)
Son yıllarda çıkan filmleriyle ünü artan O, yazarın en beğendiğim kitabıdır. Sayfa sayısı ilk başta gözümü korkutmuş olsa da yaklaşık bir hafta içinde kitabı bitirmiştim. Okuması oldukça keyifliydi ve okurken merak edip devam etmemi sağlamıştı. Bu kitapta Derry’de 1700’lü yıllardan beri 27 yılda bir ortaya çıkan ve her gelişi büyük bir katliam veya felakete sebebiyet veren bir varlık ile onu durdurmaya çalışan Kaybedenler Kulübü adındaki bir grubun hikâyesini okuyoruz. Kitap, Kaybedenler Kulübü’nün O’yu, hem çocukluklarında hem de gençlik zamanlarında alt etmeye çalışmasını bir arada sunuyor. Diğer bir deyişle, filmde olduğu gibi ilk kısımda çocuk oldukları zamanda, ikinci kısımda da yetişkinliklerinde O ile mücadele etmiyorlar. Eğer henüz okumadıysanız bu romanı mutlaka okuyun derim. İlk başta da söylediğim gibi sayfa sayısı ve kalınlığı sizi korkutmasın. Asıl korkacağınız kitabın hikâyesi çünkü…


Değinilmesi Gerekenler
Salem’s Lot (Korku Ağı), yine Maine’deki bir kasabada geçen bir vampir romanıdır. Roman, çocukken yaşadığı kasabaya dönen Ben Mears adındaki bir yazarın, kasaba sakinlerinin vampire dönüştüğünü keşfetmesini anlatır. Bir başka eser, Kujo ise bir yarasa tarafından ısırılan St. Bernard cinsi bir köpeğin, yaşadığı eve ve oraya gelenlere korku saldığı, küçük bir alanda geçen bir korku romanıdır. Bunların haricinde Yabancı, Doktor Uyku, Şeffaf, Mahşer ve Hayatı Emen Karanlık romanlarını da unutmamak gerek





Stephen King’in eserlerine değindiğimiz yazı burada son buluyor. Umarım hoşunuza gitmiştir.