
Mitolojik Yaratıklar: Sentor
Sentor, Yunan Mitolojisinde geçen pek çok canavar ve yaratıktan biridir. Yarı insan, yarı at olan bu yaratık hakkında çok fazla hikâye vardır. Antik Yunanların, bu canlılarla yakın ilişkiler içinde olmuş olabileceği ve Sentorların Yunan mitlerinde önemli rollerinin olduğu söylenir.
Sentorların Kökenleri
Sentorların hikâyesi Yunan Mitolojisinde Ixion adındaki bir insan kralın, Zeus’un eşi Hera’ya aşık olmasıyla başlar. Bunu gören Zeus, bir buluta Hera’nın şeklini vererek Ixion’u kandırır. Nephele adındaki bulut Ixion’un çocuğuna hamile kalır. Ardından bu çocuk, Centaurus adındaki canavarsı bir halde doğar ve sonra ormanda yaşamaya terk edilir. İşte bu, Sentorların babasıdır. Mitolojiye göre sentorlar, kendilerince güçlü ve sıklıkla vahşi bir kültür olup çıkar.

Muhtemelen doğruluğu şüpheli olan bir hikâye, Antik Yunan tasvirindeki Sentor kavramının kökenine dair bir konuya dikkat çeker. Kentsel Yunan toplumunda ata binmek yaygın bir adet değilken Tesalya’daki göçebe halk atları sık sık kullanırdı. Ata binen kişiler görmenin Yunanlarda, bunların Sentor olduğu izlenimini uyandırdığı sanılıyor. Bunun dışında, Hellenistik dönem öncesinde yaşayan bir grubun, totem figürü olarak atları kullandığını gösteren bir araştırma bulunuyor. Bu da Sentorlara dair mitlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Mitolojde Sentorlar
Antik Yunan’da Sentorlara dair metinler neredeyse M.Ö. 5.yüzyıla dayanmaktadır. Fakat mitler ise bundan daha da eskiye uzanıyor. Sentorlar genellikle Tesalya bölgesiyle ilişkilendirilir. En bilindik Sentorlar ise şunlardır:

- Chiron: Bilge ve kibar bir sentordur. Chiron, Yunan Mitolojisindeki pek çok önemli karakterin yol göstericisi olmuştur. Bunların arasında Akhilleus, Jason ve Asklepios da vardır.
- Nessus: Sandalcı bir sentordur. Herakles ve eşi Deianeira’yı bir nehirden geçirirken Deianeira’ya aşık olur ve ona tecavüz etmeye yeltenir. Fakat Herakles zehirli bir okla Nessus’u öldürür. Bunun ardından Nessus genellikle Herkül (Herarkles’in Roma Mitolojisindeki ismi) öldürdüğü sentor olarak hatırlanır.
- Pholos: Pholos bir mağarada yaşar ve Herakles’i burada misafir eder. Fakat akşam olduğunda diğer Sentorlar buraya saldırır ve Pholos’u öldürürler.
Bunların dışında bilinen birkaç Sentor daha vardır. Fakat bunların belirli bir mitte geçen önemli rolleri yoktur. Unutulmaması gerekenlerden biri de dişi Sentorlar olan Centaurides’tir. Dişi Sentorlar genellikle Yunan ve Roma sanatında sıklıkla tasvir edilmişlerdir.
Sentorların Özellikleri
Mitolojiye göre Sentorlar, oldukça güçlüdür ve pek çok özellikleri vardır. Sıra dışı görünümlerinin yanı sıra Sentorlar, fazlasıyla güçlü ve olağanüstü bir dayanıklılığa sahip olmalarıyla nam salmışlardır. Mitlerde çoğu zaman Yunanların aksine barbar ve ilkel olarak tasvir edilirler. Yarı insan yarı at olmaları sebebiyle de insani yanları vahşi ve hayvansal içgüdüleriyle baş edemez. Sentorlar çiğ eti çok sever ve sürekli ava çıkarlar. Bunun dışında, Sentorların eğer etrafta alkol varsa veya alkollülerse güvenilmez oldukları anlatılır. Zira mitlere göre alkolün aroması bile onları çıldırtıp vahşi bir hale getirirmiş. Herakles ve Pholos’a saldıran Sentorların saldırma sebepleri de budur. Herakles ve Pholos birlikte içerken oradaki Sentorlar bunun kokusunu alıp deliye dönerler.

Sentoramaki: Sentorların İnsanlarla Savaşı
Sentorlara dair en ünlü mit, onların Tesalya’da yaşayan Lapithlerle yaptıkları savaş hakkındadır. Bazı kaynaklara göre Lapithlerin Sentorlarla kuzen olabileceği söylenir. Lapith Kralı Pirithous, Sentorları düğününe davet eder. İlk başta her şey yolunda giderken Sentorlar sarhoş olup gelin dahil oradaki tüm kadınlara saldırmaya ve onları kaçırmaya çalışırlar. Ardından Sentorlar ile Lapith halkı arasında büyük bir savaş başlar ve her iki taraf da büyük kayıplar verir. Nihayetinde Lapithler Sentorları ülkelerinden atmayı başarır. Antik Yunan sanatında sıklıkla işlenen bu savaş, hem İlyada hem de Odysseia destanlarında yer alır.

Edebiyatta Sentorlar
Sentorlar edebi eserlerde de karşımıza çıkar. Örneğin, Dante’nin Cehennemi‘nde Cehennem’in bekçileri Sentorlardır. Başka bir örnek ise -belki de en bilineni- C.S. Lewis’in Narnia Günlükleri‘ndeki Sentorlardır. Narnia Sentorları, burada yaşayan diğer canlılara göre daha asil ve daha bilgedirler. Yıldızları izler, hastaları iyileştirir ve savaşlarda çarpışırlar. Sentorlar, J.K. Rowling’in Harry Potter kitaplarında da kendilerine yer bulmuşlardır. Buradakiler ise Hogwarts’ın yakınlarındaki Yasak Orman’da yaşarlar. İnsanlarla bir arada bulunmayı tercih etmezler. Narnia Sentorlarına nazaran daha vahşi ve ilkel yatkınları vardır; bu yönleriyle mitolojideki tasvirlerine daha uygundurlar. John Updike’ın Sentor adlı romanında da yer alırlar. Fakat bu romanda Sentorlar değil de onların miti insanlar üzerinden ilerler.

Sentorlara dair yazımız burada son buluyor. Çeşitli mitolojilerde geçen canavar ve yaratıklara değineceğimiz Mitolojik Yaratıklar adındaki bu yeni serinin devamı hızla gelecek.