Edebiyat

Masalların Gerçek Sonları: I.Kısım

Çocukluğumuzdan beri büyüklerimizden masallar dinleriz. Bizlere ya kendi uydurdukları ya da başkalarından öğrendikleri kısa hikayeler anlatırlar. Genellikle hepsi mutlu sonla ve iyi bir şekilde biter. Bu, neredeyse bütün masallar için böyledir. Fakat bazı masallar, bilinenin aksine karanlık sonlara sahiptir. Ama bu sonlar, çocukları etkilememesi için değiştirilmiş ve bilinen versiyonlarına dönüştürülmüştür. Peki, değiştirilmeden önce masalların asıl sonları nasıldı? Bu yazıda sizlere çocuk masallarının karanlık ve gerçek sonlarından bahsedeceğiz.

Külkedisi/ Sindirella

Günümüz Külkedisi masalının sonunda güzeller güzeli Külkedisi, kendisini arayan prense kavuşur. Kötü üvey kardeşleri de lordlarla evlenir ve herkes sonsuza kadar mutlu yaşar. Hikayenin asıl sonu da buna benzemektedir. Ama gerçek sonunda üvey kız kardeşler, prensin getirdiği cam ayakkkabıyı giyebilmek için ayaklarının bazı kısımlarını keserler. Böylece prensi, kandıracaklardır. Fakat prens, iki güvercin sayesinde durumun farkına varır. Bunun ardından güvercinler, kızların gözlerini oyar. Hayatlarının geri kalanını kör dilenciler olarak geçirirler. O sırada Külkedisi ise prensin kalesinde lüks içinde yaşar.

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler

Bizim bildiğimiz Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalında Pamuk Prenses adlı bir kız, kraliçenin isteği üzerine öldürülmek için ormana götürülür. Onu götüren avcı, Pamuk Prenses’e acıyınca kızı öldürmekten vazgeçer ve gitmesine izin verir. Pamuk Prenses’in hayatta olduğunu öğrenen kraliçe kılık değiştirip onu bulur ve Prenses’e bir elma verir. Pamuk Prenses elmayı ısırınca derin bir uykuya dalar çünkü elma zehirlidir. Cüceler onun için camdan tabut yapar ve Prenses’i içine koyarlar. O sırada oradan geçen bir prens, Pamuk Prenses’i görür. Prenses’i öperek uyandırır. Cüceler de kraliçeyi uçurumdan düşene kadar kovalar.

Masalın gerçek sonunda yine kraliçe Pamuk Prenses’in öldürülmesi için ormana götürülmesini ister. Ama öldürüldükten sonra akciğer ve karaciğerinin geri getirilmesini talep eder; onları yiyecektir. Ama avcı, kızı öldüremez ve gitmesine izin verir. Masalın ilerleyen kısımlarında yine aynı olaylar olur ve prens ve Pamuk Prenses evlenecektir. Bu sebeple diyardaki kraliyet mensuplarının hepsini davet ederler. Kötü kraliçe de düğüne gelecektir. Fakat bunun, Pamuk Prenses’in düğünü olduğundan habersizdir. Geldiğinde kraliçeyi sıcak demirden ayakkabılar giymeye zorlarlar. Bu ayakkabılar büyülüdür ve kraliçe, ölene kadar dans etmek zorunda kalır.

Fareli Köyün Kavalcısı

Bu masalda bir köy, farelerin istilasına uğrar. Köy halkı buna bir çözüm bulamaz. Sonra bir gün, elinde kavalla bir adam gelir köye. Köylülere onları farelerden kurtaracağını söyler; karşılığında da iyi bir ödeme alacaktır. Kavalını çalarak fareleri köyden çıkarır. Sonra parasını almak için köye döndüğünde köylüler ödeme yapmak istemez. Bu sebeple kavalcı sinirlenir ve köydeki çocukları kaval çalarak köyden uzaklaştırır ve bir mağaraya götürür. Ama ardından köylüler ona parasını verince çocukları serbest bırakır ve masal burada biter.

Masalın karanlık sonunda ödemesini alamayan kavalcı kaval çalarak çocukları bir nehre sürükler ve burada bir tanesi hariç bütün çocuklar boğularak ölür. Hayatta kalansa ayağı aksadığı için diğerlerine yetişemeyen bir çocuktur.

Kırmızı Başlıklı Kız

Bu masalın bilinen versiyonunda bir ormancı, Kırmızı Başlıklı Kız’ı kurtarıp kötü kurdu öldürür ve masal sona erer. Ama masalın gerçek sonunda kurt, Kırmızı Başlıklı Kız’ı yer ve masal burada biter. Ortada avcı veya büyükanne yoktur. Sadece karnı tok bir kurt ve ölü Kırmızı Başlıklı Kız vardır.

Hansel ve Gretel

Hansel ve Gretel masalında iki kardeş, bir ormanda kaybolur ve karşılarına şekerden bir ev çıkınca buraya girerler. Fakat bu ev, kötü bir cadıya aittir ve cadı onları esir alır. Cadı, çocukları yemek için hazırlık yaparken Hansel ve Gretel, cadıyı ateşe atıp evden kaçarlar.

Masalın eski verisyonunun adı Kayıp Çocuklar‘dır ve bunda cadı yerine şeytan vardır. Bu sefer çocuklar, şeytanı kandırıp esaretten kaçmaya çalışırlar. Ama şeytan olayların farkına varır. Şeytan sinirlenir ve çocukları öldürmek için bir kesme tahtası yapıp evden ayrılır. Ama gitmeden önce eşine, eve dönene kadar çocukları kesme tahtasına yatırmasını tembihler. Şeytanın karısı çocuklara tahtanın üstüne yatmalarını söyler. Çocuklar da bunu nasıl yapacaklarını bilmiyormuş gibi davranırlar. Bu yüzden şeytanın karısı, nasıl yapılacağını göstermek için tahtaya uzanır. Sonra çocuklar kadını öldürüp şeytanın evini soyarak kaçarlar.

Rapunzel

Uzun mu uzun saçları olan Rapunzel adındaki kız, bir kuleye hapsedilmiştir. Sürekli kulenin önünden geçen bir prens, kıza aşık olur ve kuleye çıkar. Rapunzel ve prens, birbirlerine aşık olur. Sonraki günlerde prens, kuleye gelmeye devam eder. Ama Rapunzel’i kuleye hapseden cadı, bunu öğrenir. Kuleye gelip Rapunzel’in saçlarını keser ve onu kuleden gönderir. Ardından prensi beklemeye koyulur. Prens kuleye gelince de onu pencereden iter. Prens aşağıdaki dikenli çalılara düşer ve yaralanır. Dikenleri gözlerine battığı için de kör olur. Çaresiz bir halde etrafta dolaşırken Rapunzel’le karşılaşır. Prensi gören Rapunzel çok üzülür ve onu bağrına basarak ağlamaya başlar. O sırada mucizevi bir olay meydana gelir: Gözyaşları prensin gözlerini iyileştirir. Neyse ki bu masal, diğerlerinden daha iyi biter.

Eskimeyen çocuk masallarının gerçek ve karanlık sonlarını anlattığımız yazı burada son buluyor. Fakat daha pek çok masalın, bilinenden farklı sonu var. Bu sebeple bu konudaki yazıların devamı gelecek. Umarız yazı hoşunuza gitmiştir.

Bizi Takip Edin!

instagram.com/valinoorcom

twitter.com/valinoorcom

facebook.com/valinoorcom

Orta Dünyalı bir hayalperest