
Güç Yüzükleri – 2.Sezon 2.Bölüm Değerlendirmesi
Bir önceki yazımızda Amazon’un Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin ilk bölümünü yorumlamıştık. Bu yazıda ikinci bölüme değineceğiz.
Khazad-dum ve Cüceler
Bu bölüm, Hüküm Dağı’ndaki patlamadan ötürü Khazad-dum’daki bir depremle başladı. Depremden dolayı aydınlatma mekanizmaları zarar gördü. Bu sebeple de Khazad-dum karanlığa gömüldü. Ardından Durin ve eşi arasında geçen diyaloglarla devam etti. Bu diyaloglar dizinin diğer kısımlarında olduğu gibi gereksiz uzatılıyor ve sonu herhangi bir yere bağlanmıyor. Sadece konuşuyorlar. Yerel bir konuşma ağzı yaratma isteğiyle olsa gerek tuhaf söz ifadeleri kullanıyorlar. Neyse, ardından Durin’in eşi Kral Durin’le konuşmaya gitti, “Biz şarkı söyleyelim, ışığı bulalım,” gibi bir şey söyledi. Bu sahneden önce Narvi adında bir cüceyi gördük. Narvi, aslında iyi bir taş ustasıdır. Celebrimbor’la birlikte Moria’nın Batı Kapısı’nı inşa etmişlerdir. Bu kapı, Yüzük Kardeşliği’nin Moria’ya girerken kullandığı kapıdır.
Üç tane cüce kadın şarkı söylediler; bu sahne de oldukça saçma ve gereksizdi. Mimariyle alakalı bir sorunu neden böyle çözmeye çalıştılar, anlayamadım. Şarkının etkisiyle taşlar düştü ve içeriye yeniden ışık girdi. Her şeyin altında bir anlam aramayın demiştim bir önceki yazıda. O yüzden bu sahneyi de öylesine izleyip geçtim.

Durin hala babasıyla küs. Eşi onu ikna etmeye çalıştı. Yine burada da zaman dolsun diye eklenmiş bir sürü konuşma vardı. Evlatlıktan reddedildiği için Durin, madende çalışmaya başlamış. Buradaki bir sahnede, sıradan bir madenci gelip Durin’e vurdu. Bu nasıl mümkün olabilir? Karşısındaki kişi kralın oğlu, bir prens. Senaristlerin yönetici ve otorite kavramlarından bihaber olduğunu düşünüyorum. Çünkü buna benzer sahneler daha sonra da vardı.
Büyük Komutan Galadriel ve Elrond
Bu bölümde Gil-galad ve savaş konseyi toplantı yaptı: “Sauron’a nasıl saldıralım, Mordor’a nerden girelim?” Buradaki komutanlardan biri, “Doğudan saldıralım,” diye bir fikir de bulundu. Bunu acaba nasıl yapardı, çok merak ediyorum. Senaristler zaten her şeyden habersiz oldukları gibi haritayı da bilmiyorlar. Görünüşe göre Gil-galad’la Galadriel’in arası düzelmiş. Kral artık onun düşüncelerine önem veriyor. Sauron’un yüzükler yapıp insanları kontrol altına alacağını söylüyor. Yine ellerindeki yüzüklere dair tereddütleri var. İşin aslı bu Üç Elf Yüzüğü Sauron’un eli değmeden yapıldı. Önce insan ve cüce yüzüklerini yaptılar. Sauron bu yüzükleri alıp Eregion’dan ayrıldı. Ardından Celebrimbor Üç Elf Yüzüğü’nü tek başına yaptı. Ama dizide konu çıksın, bölüm uzasın diye bunları en başta yapıp tuhaf senaryo izliyorlar.

Birinci bölümdeki gibi Galadriel ve Elrond arasındaki tartışma yine devam etti. Bu sahnelerde Galadriel’i oynayan aktrisin oyunculuğu yine vasat. Bu dizi yüzünden Galadriel karakterinden soğumaya başladım. Elrond gidip Cirdan’la konuştu. Cirdan da nedense sakalını kesti. Bunu da neden yaptığını anlayamadım -tıpkı dizideki birçok şey gibi. Yüzükler hakkında konuştular ve Cirdan’dan tavsiyeler dinledik. Ardından Gil-galad, Eregion’a bir ekip göndermeye karar verdi. Galadriel kendisinin komutan olmasını beklerken Elrond’u görünce şaşırdı. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanmaya devam etsin.
Çakma Üçlü
Geçen yazıda söylediğim gibi isimsiz büyücü karakterin Gandalf, diğer iki hobbitin de çakma Frodo ve Sam olduğu belli. Yine çöllerde, orda burda geziyorlardı. Bu sefer Gandalf’a isim aradılar. Gereksiz mizah sahneleri. Bölüm içi süre dolsun diye eklenmiş. İlk sezonda olduğu gibi yine sürekli bir yerden bir yere atlayıp devam ediyorlar. Game of Thrones dizisinde olduğu gibi burada da çok karakter var. Fakat orada karakterlerin hikayeleri ve amaçları daha net ve iyi anlatılıyor. Ancak bu dizide neyin ne olduğu belirsiz; bir anda Lindon’dayız, sonra Eregion’da, sonra Mordor’da. Hobbitlere geldik. Gezdik, gördük. Olayların altı hep boş kalıyor.

Bu üçlü, çölde susuz gezmekten harap olmuş. En son Gandalf bayılacakken kuyu buldular. Kuyudan su çekerken zil çalmaya başladı. Sonra geçen bölümdeki Tusken haydutlara benzeyen tipler geldi. Bunlar da Nazgullara benziyor. Gandalf yerden bir asa buldu. Kendisini savunurken hobbitleri de fırtınada kaybetti. Sonraki bölümler de onları aramasıyla geçer. Zamanı böyle doldururlar.
Eregion
Halbrand/Sauron, geçen bölüm Adar’dan kaçtıktan sonra Eregion’a geri geldi. Kapıdan çevirdiler. Galadriel içeri almayın, görüşmeyin demiş. Halbrand’ın Sauron olduğundan haberleri yok henüz. Onca zaman geçti. Bir tane haberci göndermişler. O da yolda öldürüldü. Kimse de merak etmiyor bu haberciye ne oldu, ulaştı mı diye. Dizinin kendi içindeki tutarsızlıkları devam ediyor. Böylesine önemli bir haberi tek bir kişiyle mi göndermeye karar veriyorlar? Eski düşman geri dönmüş. Her şey tekrar başa dönebilir. Senaristler öylesine yazıp çiziyorlar belli ki. Halbrand’ı içeri almamışlardı fakat sonra yağmur başlayınca Celebrimbor ona acıyıp girmesine izin verdi. Bunun ardından Halbrand aslında kim olduğunu, Sauron olmadığını söylemeden anlattı. Valar’ın elçisi olduğunu, onlara yol göstermesi için gönderildiğini ve adının Annatar olduğunu söyledi. Celebrimbor’u överek Güç Yüzükleri konusunda ikna etti.

Tarikatçılar
Geçen sezondan bildiğimiz tarikaçıların merkezini gördük. Caras Gaer adında bir yer. Burası uydurmadır, Orta Dünya’da böyle bir yer yoktur. İçeride kara büyücü dedikleri biri vardı. Bu da Saruman’a benziyor (Kopyala yapıştır). Sanırım tarikat lideri. Geçen sezon ölen beyazlı tiplerden birini kelebeklerle dirilttiler. Tusken haydutlar, bunlar için çalışmaya başladı. Kara Büyücü onlardan, Gandalf’ı yakalamalarını istedi.
Amazon’un Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri dizisinin 2.sezon 2.bölümü değerlendirmesi burada bitiyor. Söylenecek çok şey var. Yanlış yapılan çok şey var. Yapılmaması gereken çok şey var. İki tane iş bilmezin eline verilen potansiyeli bol bir hikaye var…