-
Gümüş Telperion ve Altın Laurelin
Tolkien evreninde ışığın kaynağı, modern dünyanın Güneş ve Ay’ı değil, daha ilkel ve kutsal olan iki ağaçtır: Gümüş Telperion ve Altın Laurelin. Bu ağaçlar, zamanın sayılmaya başlanmasından önce, Işık Çağları boyunca Arda’nın tek aydınlatıcılarıydı. Tolkien’in yaratıcı mitolojisinde bu iki ağaç yalnızca doğal nesneler değil; ilahi kudretin, yaratılışın ve yitirilen cennet diyarı Valinor’un sembolleridir. Yavanna’nın Kudreti Telperion ve Laurelin, Yavanna Kementári tarafından, Valar tarafından şekillendirilen kutsal topraklar Valinor’da yaratılmışlardır. Ağaçların yaratımı, Arda’nın ilk lambaları olan Illuin ve Ormal’ın Melkor tarafından yok edilmesinden sonra gerçekleşmiştir. Bu ağaçlar sırasıyla ışık verir, biri sönerken diğeri parlamaya başlar, aralarındaki kısa örtüşme ise gün doğumu ve gün batımının ilk ilahi izdüşümüdür. Özellikleri ve Sembolik Anlamları Ağaç…
-
Kadim Dillerin Yankısı: Fantastik Evrenlerde Dilin Evrimi ve Gücü – II. Bölüm: Westeros’un Sözleri
Tarihin en kadim zamanlarından beri dil, yalnızca iletişim kurmanın değildir. Aynı zamanda dünyayı şekillendirmenin de bir aracı olmuştur. İnsanlık, nesneleri adlandırarak onları tanımlamış; tanımlayarak da onlara hükmetmeye çalışmıştır. Mitlerden masallara, kutsal metinlerden fantastik kurgulara kadar birçok anlatıda “söylenen söz” fiziksel bir etki yaratır. Sözcükler bir büyüye, bir emre, bir lanete ya da bir mucizeye dönüşebilir. Fantastik evrenler işte tam da bu noktada, dilin sıradan bir araç değil. Evren kurucu bir unsur olduğunu hayal eder. Bu evrenlerde dil, yalnızca karakterlerin konuşma biçimi değildir. Aynı zamanda kültürün, tarihin ve kimliğin de taşıyıcısıdır. Her ırk, her toplum, hatta bazı durumlarda her birey kendi diliyle birlikte kendi dünyasını da yaratır. Elfçe’nin incelikli zarafetiyle Cüce…
-
Kadim Dillerin Yankısı: Fantastik Evrenlerde Dilin Evrimi ve Gücü – I. Bölüm: Tolkien’in Dil Evreni
Tarihin en kadim zamanlarından beri dil, yalnızca iletişim kurmanın değildir. Aynı zamanda dünyayı şekillendirmenin de bir aracı olmuştur. İnsanlık, nesneleri adlandırarak onları tanımlamış; tanımlayarak da onlara hükmetmeye çalışmıştır. Mitlerden masallara, kutsal metinlerden fantastik kurgulara kadar birçok anlatıda “söylenen söz” fiziksel bir etki yaratır. Sözcükler bir büyüye, bir emre, bir lanete ya da bir mucizeye dönüşebilir. Fantastik evrenler işte tam da bu noktada, dilin sıradan bir araç değil. Evren kurucu bir unsur olduğunu hayal eder. Bu evrenlerde dil, yalnızca karakterlerin konuşma biçimi değildir. Aynı zamanda kültürün, tarihin ve kimliğin de taşıyıcısıdır. Her ırk, her toplum, hatta bazı durumlarda her birey kendi diliyle birlikte kendi dünyasını da yaratır. Elfçe’nin incelikli zarafetiyle Cüce…