
Altın Saçlı Glorfindel
Glorfindel, Ağaçların Yılları’nda Tirion’da doğmuş bir Elf beyiydi. Noldor’la birlikte Orta Dünya’ya gitmiş, asırlarca Gondolin’de Altın Çiçek Hanesi’nin lordu olmuştu. Fakat Gondolin’i müdafaa ederken ölmüş ve yeniden dünyaya gelmiştir.
Ağaçların Yılları
Glorfindel, henüz Telperion ve Laulerin Aman topraklarını aydınlatırken Tirion’da dünyaya geldi. Noldor’un yiğit beylerinden biri olan Glorfindel, Noldor’la birlikte Orta Dünya’ya kaçtı. Ancak Alqualondë’deki akraba kıyımına katılmadı ve Fingolfin’i takip ederek Helcaraxë’nin çetin buzullarını aştı.
Birinci Çağ
Glorfindel, Orta Dünya’ya geldikten sonra Turgon’u izleyerek Gondolin’e gidenler arasında oldu. Gondolin’de Altın Çicek Hanesi’nin Lordu ve kralın komutanlarından biri olarak ününü arttırdı. Ardından Gondolodrim arasında sevilen biri hâline geldi.

Glorfindel, Turgon’un komutanlarından biri olarak Niraneth Arneodiad Savaşı’nda (Sayısız Gözyaşı Savaşı) yer aldı ve Kral, Sirion’a çekilirken kanatları tutarak büyük fayda gösterdi. Savaşın ardından Gondolin’e döndü. Gondolin’in yerinin Maeglin tarafından ifşa edilmesinin üzerine Melkor dehşet verici ates solucanlarını, ejderlerini, Balrogları’nı ve daha nice yaratığını Gondolin’e yolladı. Glorfindel ve hanesi bu savaşta en uzun süre dayanan hanelerden biri oldu. Glorfindel; Turgon’un ölümü üzerine Idril ve Tuor’la birlikte şehirden kaçan halkı yiğitçe korudu. Ama Tumladen’den geçtikten sonra Cirith Thoronath’ta karşılarına bir Balrog çıktı. Balrog’la savaşan Glorfindel onu uçurumdan aşağı attı. Fakat kendisi de saçından tutulmak suretiyle Balrogla birlikte uçurumdan düşerek öldü. Ölü bedeni Thorondor tarafından Aman’a taşındı.


Ölümden Dönüş ve İkinci Çağ
Glorfindel’in ruhu, Melkor’un öldürdüğü tüm elflerin ruhları gibi Mandos’un Salonları’na gitti. Glorfindel bir süre burada, Mandos’un Salonları’nda diğer ruhlarla birlikte bekledi. Ancak Manwë’nin onun için farklı bir tasarısı vardı. Glorfindel’in, Gondolin halkı için kendini yiğitçe feda etmesi, Tuor, Idril ve Eärendil’i kurtarması ve akraba kıyımına katılmaması gibi sebepler dolayısıyla Manwë’nin ve Valar’ın gözüne girmişti. Manwë, Orta Dünya için pek çok fayda sağlayan bu elf beyini tekrardan Orta Dünya’ya yollama kararı aldı. Glorfindel, Aman’da uzun süre Maiar’la birlikte yaşamıştı. Bunun ardından yeniden Orta Dünya’ya yollanan Glorfindel’e bir Maia’ya yakın güçler bahşedildi.

Üçüncü Çağ
Glorfindel Üçüncü Çağ’da vuku bulan Angmar’ın Cadı Kralı’nın yükselişinde ona karşı savaştı. Angmar güçlerine karşı yapılan savaşlardan biri olan Fornost Savaşı’nda Glorfindel, düşmanı Cadı Kralı topraklardan defetti. Fakat Glorfindel’den kaçan Cadı Kralı takip etmedi ve onu takip etmek isteyenleri uyararak o meşhur kehaneti dile getirdi:
“Onu takip etmeyin! Bu topraklara geri dönmeyecek. Onun sonu çok uzak değil ve düşüşü erkek eliyle olmayacak.”
Glorfindel’in bundan sonra uzun süre ne yaptığı bilinmez. Bu olaylardan uzun yıllar sonra Glorfindel, yüzük taşıyıcısı Frodo’yu Ayrıkvadi’ye getirmesi için Elrond tarafından görevlendirildi. Atı Asfaloth’un üzerinde onu aramaya çıktı ve Frodo ve diğer Hobbitleri Yolgezer’in yanında buldu. Yaralı olan Frodo’yu yanına alan Glorfindel, süratle Ayrıkvadi’nin yolunu tuttu. Frodo ve diğerleri Ayrıkvadi’ye vardıktan bir süre sonra Divan bir araya geldi. Glorfindel bu divanda baş köşede yer aldı ve yüzüğün denize atılması fikrini ortaya attı. Ama Gandalf’ın, Tek Yüzük’ün yüz yıllar sonra bile tekrar ortaya çıkabileceği telkininin üzerine bu önerisinden vazgeçti. Glorfindel’in, yüzüğün Mordor’a götürülmesinde Frodo’ya eşlik etmesi planlanmıştı. Fakat gizlice yapılması gereken bir görevin böylesine kudretli ve görüntüsü itibariyle dikkat çeken birine verilmesi mantıklı bulunmadı.

Glorfindel’in Yüzük Savaşı esnasında ne yaptığı muammadır. Ancak savaştan sonra bir süre daha Orta Dünya’da kaldı; Aragorn’un düğününde yer aldı. Bir kesinlik içermese de Glorfindel’in de Orta Dünya’da bir süre kaldıktan sonra Gri Limanlar’dan Orta Dünya’yı terk ettiği düşünülür.
Noldor’un kudretli elflerinden Glorfindel’i anlattığımız yazı burada son buluyor. Şüphesiz kendisi Orta Dünya’nın önemli olaylarında büyük işler başarmış biridir.