• Film

    Neden Kurosawa?

    Sinema tarihinin en etkili ve en saygı duyulan yönetmenlerinden biri Akira Kurosawa’dır. Japon sinemasının uluslararası alanda tanınmasında öncü bir rol oynamış olan Kurosawa, hem Doğu’nun anlatı geleneğini hem de Batı’nın dramatik yapısını ustalıkla harmanlayan benzersiz bir sinema dili yaratmıştır. Onun filmleri yalnızca Japonya’nın kültürel dokusunu yansıtmakla kalmaz. Aynı zamanda evrensel insanlık hâllerine dair derin sorgulamalar sunar. “Rashomon”, “Yedi Samuray”, “Ikiru” ve “Ran” gibi başyapıtları, sinemanın anlatım gücünü yeniden tanımlamıştır. Kurosawa, kariyeri boyunca insan doğasının karmaşıklığını, ahlaki çatışmaları ve kaderin kaçınılmazlığını sinemasal bir felsefe çerçevesinde ele almıştır. Onun anlatımında kahramanlık, vicdan ve onur gibi kavramlar yalnızca kültürel değerler değildir. İnsan varoluşunun temel sorularıdır. Bu yönüyle, Kurosawa sineması yalnızca Japon sinemasının değil,…

  • Film

    Lars von Trier’in Dogville’i: İnsan Ruhu Ne Kadar Masum?

    “Dikkat bu yazı Dogville (2003) filminden sürprizbozan (spoiler) içermektedir.” Freud, “İnsan doğası ne saf iyi ne saf kötüdür; ama içinde bastırılması gereken ilkel, yıkıcı, bencil dürtüleri vardır. Bu yüzden insan doğuştan saldırganlık ve hazcılıkla yüklüdür; ahlak, toplum, din ve eğitim bu dürtüleri bastırmak için vardır. Ama bu bastırma doğal değildir, zorunludur ve her zaman başarıya ulaşmaz.” der; insanın zihninin id, ego ve süperego olarak üç katmanda olduğunu açıklarken. Dogville: Bir Kasaba, Bir Sığınak, Bir Gerçek 2003 yapımı Lars Von Trier filmi Dogville, baştan sona mafyadan kaçarken bir köye sığınan ve o köyde tutunmaya çalışan Grace karakterinin yaşadıklarını izletiyor bize. Nezih kasabada Dogville’de yaşayan halk ve Grace ilişkisini inceliyoruz sanarken işin…

  • Film

    Sevmek Zamanı’nın Zamansız Derinliği

    “Dikkat bu yazı Sevmek Zamanı (1965) filminden sürprizbozan (spoiler) içermektedir.” Sevmek Zamanı (1965), Metin Erksan’ın yönettiği ve Türk sinema tarihinin en estetik, en özgün filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Film, sadece bir aşk hikâyesi değil, aynı zamanda insan doğasını, idealize edilmiş sevgiyi, sanatın gücünü ve gerçeklik-illüzyon ikilemini sorgulayan derin bir yapıttır. Bu filmi anlamak, onun tüm katmanlarını ve simgelerini keşfetmekle mümkün olur. Hikâyenin Derinliği Hikaye, Halil adlı bir duvar boyacısının, çalıştığı köşkte bir kadının portresine aşık olmasıyla başlar. Halil, portreye karşı hissettiği aşkı o kadar güçlü ve saf bir şekilde yaşar ki, böylelikle gerçek hayatta Meral ile karşılaştığında bile bu aşk değişmez. Bu, klasik aşk hikâyelerinden çok farklıdır: Estetik ve…

  • Film

    Bir Artı Bir Bir Eder mi?: Incendies’in İzinde

    “Dikkat bu yazı Incendies (2010) filminden sürprizbozan (spoiler) içermektedir.” Şu ana kadar öğrendiğiniz matematik, kesin ve net sorular için kesin ve net yanıtlar bulmaya yönelikti. Şimdi yeni bir maceraya çıkıyorsunuz. Çözümsüz sorunlarla karşılaşacaksınız. Bu sorunlar sizi aynı derecede çözümsüz başka sorunlara götürecek. Kendinizi savunmanız mümkün olmayacak çünkü karşılaştığınız sorun, aklınızın çözemeyeceği karmaşıklıkta olacak. Saf matematik ve yalnızlığın diyarına hoş geldiniz. Matematik hocasının bu sözleriyle başlıyor İçimdeki Yangın hikayesi. Annelerinin ölümüyle beraber, son isteği olan vasiyeti yerine getirmek isteyen Marwan ikizleri bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuk, savaşın, aile bağlarının, kimlik ve inanç çatışmalarının dolu olduğu bir geçmişte gerçekleri bulmalarını sağlıyor. Ortadoğu’nun Kanlı Gölgeleri Ortadoğu’da yaşanan savaşlar, yıllarca beraber yaşayan halkların birbirine…

  • Dizi,  Edebiyat

    Zaman Çarkı: Kitaplar ve Dizi Karşılaştırması

    Zaman Çarkı yalnızca bir fantastik kurgu serisi değildir. Aynı zamanda karakterlerin içsel yolculuklarına ışık tutar. Sosyal yapıları, kaderin rolünü ve insan doğasını derinlemesine inceler. Robert Jordan’ın inşa ettiği dünya oldukça ustacadır. Bu evren, sadece birkaç büyülü yaratık ya da savaş sahnesiyle sınırlı kalmaz. Aynı zamanda, dünya tarihinden, kültürlerinden, inanç sistemlerinden ve bireysel insan deneyimlerinden beslenen bir yapıdır. Bu yazıda, Zaman Çarkı kitapları ile dizisi arasındaki farkları ele alacak, kitapların sahip olduğu derinlik ile dizinin yüzeysel anlatımına dair gözlemlerimi paylaşacağım. Karakter Gelişimi: Kitapların İnceliği, Dizinin Yüzeyselliği Zaman Çarkı kitaplarının en güçlü yanlarından biri, karakter gelişimidir. Yazar, bu serideki her karakteri gelişen bireyler olarak sunar. Onlar zamanla büyür, değişir, kırılır ve yeniden…

  • Film

    Neden Trier?

    Modern sinemanın en provokatif ve tartışmalı yönetmenlerinden biri şüphesiz Lars von Trier’dir. Sınırları zorlayan anlatımı, stilize görsel dili ve insan psikolojisinin en derin noktalarına inen hikayeleriyle tanınır. Trier, sinemasında yalnızca estetik değil, aynı zamanda rahatsız edici, kışkırtıcı ve duygusal olarak yoğun anlatılar oluşturarak kendine özgü bir sinema dili geliştirmiştir. Filmleri, izleyiciyi hem büyüleyen hem de sarsan yapısıyla dikkat çeker. “Breaking the Waves”, “Dancer in the Dark”, “Dogville” ve “Melancholia” gibi yapımları, onu modern sinemanın en etkileyici yönetmenlerinden biri haline getirmiştir. Ancak Trier’in sinema dünyasında en çok ses getiren girişimlerinden biri, sinemaya minimalist ve gerçekçi bir yön kazandırmayı amaçlayan Dogma 95 manifestosudur. Dogma 95 ve Sinema Anlayışı Lars von Trier ve…

  • Film

    Yedinci Mühür: Ölüm ve Varoluş Üzerine

    Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet), İsveçli yönetmen Ingmar Bergman’ın 1957 yılında çektiği. Sinema tarihinde önemli bir yere sahip olan felsefi ve sembolik bir filmdir. Orta Çağ’da geçen bu eser, insanın varoluşsal sorgulamalarını, ölüm korkusunu ve ayrıca inançla ilgili ikilemlerini ele alır. Bu yazımızda Konusu ve felsefesi ile Yedinci Mühürü değineceğiz. Konusu Film, Haçlı Seferlerinden dönen şövalye Antonius Block ve onun sadık yaveri Jöns’ün, Avrupa’da Veba salgını sırasında ülkelerine geri dönüş yolculuğunu anlatır. Şövalye deniz kenarında uyandıktan sonra ölümle karşılaşır. Hayatını biraz daha uzatabilmek için onunla bir satranç oyunu oynamayı teklif eder. Film boyunca bu oyun devam eder. Hikaye sırasında Antonius ve Jöns çeşitli karakterlerle karşılaşır: vebadan kaçan köylüler, kendilerini cezalandıran…

  • Film

    Her: Modern Yalnızlık ve Teknolojiyle Örülen Bir Aşk Hikayesi

    Spike Jonze’un 2013 yapımı “Her” filmi, modern çağın yalnızlığına ve insan-teknoloji ilişkisine cesur bir bakış sunuyor. Theodore Twombly’nin (Joaquin Phoenix) hikayesi, bir yapay zeka işletim sistemi olan Samantha (Scarlett Johansson) ile yaşadığı derin bağ üzerinden ilerlerken, izleyiciyi insan olmanın ne anlama geldiğine dair düşünmeye zorluyor. Filmin başlıca gücü, minimalist bir gelecekte geçen hikayesinin evrensel bir duygusal gerçekliği yakalayabilmesinde saklı. Jonze, duygusal ihtiyaçlarımıza teknolojinin verdiği cevapları incelikle işler. Aynı zamanda bu cevapların ahlaki ve felsefi sınırlarını da sorgulatıyor. Theodore, mektuplar yazarak geçimini sağlayan, kendi duygusal boşluğuyla mücadele eden bir adam. Onun Samantha ile kurduğu ilişki, yalnızca bir teknoloji ile bir insan arasında değil, aynı zamanda sevgi ve anlam arayışı arasındaki çelişkilerin…

  • Film

    Neden Pawlikowski?

    Sinema dünyasının son dönemlerde dikkat çeken yönetmenlerinden biri de kuşkusuz Paweł Pawlikowski’dir. Polonya asıllı İngiliz yönetmen, minimalist estetiği, derin hikaye anlatımı ve siyah-beyaz sinematografi tarzıyla tanınır. Pawlikowski, filmleriyle uluslararası alanda büyük beğeni toplayan ve özellikle “Ida” ve “Cold War” gibi yapımlarıyla modern Avrupa sinemasında kendine önemli bir yer edinen bir isimdir. Pawlikowski, belgesellerle başladığı sinema kariyerini, derinlikli karakter çalışmaları ve etkileyici görsel anlatımlarıyla süsleyerek kendine has bir stil geliştirmiştir. Sinemasında genellikle insan doğasını, aşkı, kaybı ve politik meseleleri ele alır ve bu temaları sade ama çarpıcı bir dille işler. Pawlikowski’nin sinema dünyasındaki başarılarını ve nedenlerini detaylıca açıklayalım: Minimalist Yönetmenlik Tarzı Pawlikowski’nin yönetmenlik tarzı minimalizme dayalıdır. Hikayelerini aşırı dramatik unsurlardan kaçınarak…

  • Film

    Hollywood’un Yeniden Çekim (Remake) Furyası ve Sinema

    Hollywood'un yeniden çekim (remake) furyası, modern sinema endüstrisinin çalkantılı sularında güvenli bir liman arayışını simgeliyor. Geçmişin parlak yıldızlarının ve klasik hikayelerinin yeniden sahneye çıkması, stüdyolar için ticari bir güvence olarak görülse de, bu eğilim, sinema sanatının özündeki yaratıcılık ve yenilik ruhuna gölge düşürüyor. Tanıdık hikayeler ve ikonlaşmış karakterler, yeni nesil izleyicilerle buluşurken, hem sanatsal hem de kültürel zenginlikten neler kaybediliyor? Orijinal fikirlerin ve cesur yaratıcı hamlelerin yerini alan bu ticari strateji, aslında Hollywood'un hayal gücünü dar bir alana hapsediyor olabilir mi?(...)